Haziran 27, 2025

Yapay Zeka ve Türkçenin Geleceği Sempozyumu Anadolu Üniversitesi’nde Gerçekleştirildi

Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenen sempozyumda, yapay zekanın Türk dili ve kültürü üzerindeki etkileri ele alındı. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert ve Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, yapay zekanın diller üzerinde yarattığı değişikliklere ve Türkiye'nin teknolojik gelişmelerine değindi.

Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde “Yapay Zeka ve Türkçenin Geleceği Kültür, Kimlik ve Dilin Dönüşümü Sempozyumu” düzenlendi.

Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Yerleşkesi’ndeki Öğrenci Merkezi Nasreddin Hoca Salonu’nda düzenlenen sempozyumda yapay zekanın Türk dili ve kültürü üzerindeki etkileri değerlendirildi.

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, geçmişte dili ve kültürü şekillendiren sınırlı sayıda kavramın olduğunu söyledi.

Coğrafya, inanç ve kültürel temasların geçmişte dili şekillendirdiğinin altını çizen Mert, “Sanayi Devrimi’nden sonra bir kırılma noktası yaşandı ve artık günümüzde bilgi birikimi dünyada 8 ila 10 yılda ikiye katlanıyor. Bilgi birikiminin 10 yılda ikiye katlandığı dünyada, bu hıza ayak uydurabilmek oldukça önemli. Bunu hep birlikte başaracağız.” dedi.

Prof. Dr. Mert, dünyada çoğu kültürün yapay zekanın nesnesi olduğunu dile getirerek, “Yapay zekadan etkilenmeyen bir kültür ya da dil yok. Bütün dünya dillerinde benzer durumlar var. Yapay zekayı üretenler de var, biz de ürettik. Aynı bilgi birikimine biz de sahibiz. Şu an ChatGPT’nin Türkçesini ASELSAN yaptı, HAVELSAN yaptı, TÜBİTAK yaptı, T3 Vakfı yaptı.” ifadesini kullandı.

Türkiye‘nin savunma sanayisinde fevkalade durumda olunduğunu kaydeden Mert, “İHA ve SİHA üretiminde teknolojide dünyada ilk 3’teyiz. Bunun bir sonraki adımı büyük dil modelidir.” diye konuştu.

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel de 1000 yıl önce Anadolu’da yaşayanlarla şimdiki nesil arasında derin bağ olduğunu söyledi.

Bu bağın sadece etnik bir bağ olmadığını belirten Adıgüzel, “Bozkırın yüzümüze verdiği yanıklığın benzerliği değil, en büyük benzerlik dilimizin benzerliğidir. Aynı dili konuşuyor olmamızdır. Her ne kadar 1000 yıl sonra konuştuğumuz dil yerleştiğimiz yere göre değişiklik gösterse de özünde aynı dil ailesinden olup, kelimeleri biraz değiştirip halen aynı dili konuşuyoruz.” şeklinde konuştu.

Adıgüzel, teknolojinin dili hızla değiştirdiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Önümüzde artık daha farklı bir tehdit var, yapay zeka tehdidi. Üretmek için artık zihnini daha fazla zorlamayan, kendi kelimelerini kullanmak için biraz daha fazla çaba göstermeye özen göstermeyen bir kuşakla belki karşı karşıyayız. Konuşurken, yazarken ya da e-posta yazarken ‘kendi kelimemle konuşayım’ diye düşünecek bir nesil olduğunu söyleyebilecek biri var mı? Bilmiyorum.”

Sempozyuma, Eskişehir Vali Yardımcısı Yakup Güney, akademisyenler, öğrenciler ve diğer ilgililer de katıldı.

Kaynak: AA / Zehra Ongan – Güncel

About The Author